27 Mart 2012 Salı

bizim hikayemiz

Gönderen Pisun zaman: 01:14
nefes alıp-vermek..düşünmeden öylesine çıkıveriyor ağzımızdan..sıradan..günde bilmem kaç kez alıp veriyoruz kendimizle..kendimizden aldıklarımızı kendimize yenileyip yüklüyoruz..sahi ne yapıyoruz? ritmik bir şey durmadan yenilenmek.. doğa gibi bizde her saniye yeniden yenileniyoruz..mu acaba?
yenilenmek..nefes alıp-vermek..içinde pislettiklerini fark edip dışa vurmak, içinde yok etmek..düşünsenize ne çok şey alıyoruz saniyeler içinde ve ne çok şeyi atıyoruz aynı saniyede..tüketmek gibi hayatı, dünyayı, pislenmişliği..her nefes alıp-vermek bir şeyleri tüketmek gibi..mesela buna alıp-vermek desek, almadan veremeyiz, vermezsek alamayız.. hayatımızda her şey öyle değerli ki, ne vermeliyiz? nasıl kopacağız bizim olandan ve yerine neler alacağız yaşamdan? şimdi  vermek olunca konu; aklınıza-aklıma gelen hep, modası geçmiş kıyafetler, ihtiyacımız olmayan bir sürü ıvır zıvır, kırılmış tabak çanaklar, bozuk saatler, yalnızca bir sene önce dünyanın parasına aldığımız yenisi çıkınca köşeye attığımız telefonlar...v.s...geliyor..sahi bu kadar basit mi vermek? vermek; ihtiyacımız olmayandan kurtulmak...mı? ihtiyacımız olmayanlar gidince yenilenmek mi? bu bencil insan ırkı ihtiyacı olmayanları sürekli vererek yani yenilenerek mi bakar hayata..peki sonra..asıl ihtiyaç duyduklarını kaybetmedi mi? hemde fazlasıyla..hayattan aldıklarından çok daha fazlasını, çok daha değerlisini kaybetti kaybediyor hala..
ya almak..var mı bunun bir sınırı nefes almak gibi..saniyeler içinde alıyoruz ya nefesi ama çok alınca tepki veriyor vücut..bizde böylemi alıyoruz hayattan..belli sınırlar içinde miyiz? çok aldığımızda içimizdeki pislik büyümekte, kirlenmekte benliğimiz..hayatın döngüsünde aldığın kadar verdiğine göre çok aldığında çok veremezsen hayata, çok pislenirsin..düz mantık..en güçlü olmak, en zengin olmak, en mutlu olmak, en şanslı olmak, en başarılı olmak..kim bilir ne bedeller ödetir küçük hayatlarımıza..almak..en iyisini, en muhteşemini, enin enini..bizler durmadan alırken hayattan, hatta sömürürken hayatı nasılda mutluyuz..almak güzel ya!..almak yenilenmek ya!..küçük beyinlerimiz işte bu kadar düz mantıkla işler..almak iyidir..vermek kurtulmaktır istemediklerimizden..
ben beynime güvenmem pek..nerde işim düşse ona unutuverir..bakarsın bir anda duruverir hiç bir şey düşünemem..eee peki ben beynime güvenmiyorsam ne kaldı elimde dimi? kaderci de sayılmam ..olayları çoğu kez zamana bırakamam..ben sadece şuna dikkat ediyorum yaşarken..ne aldım..ne vermem gerek hayata..hani şimdi ben bilmiş bilmiş yazıyorum diye sakın büyük bedeller ödemediğim sanılmasın..bu benim  başıma gelen kayıpların nedenini sorgularken farkına vardığım bir gerçek..
nefes alıp-vermek, hayattan alıp- vermek...hala nefes alıp verdiğim hayat; küçük kızların sokak oyunlarındaki tekerleme gibi..ALDIM..VERDİM..BEN SENİ YENDİM..

0 yorum:

 

Ben v.s