25 Temmuz 2017 Salı

Elma yer misin?

Gönderen Pisun zaman: 02:24 0 yorum
bir elma yedik ve kovulduk cennetten..elma..insanoğlunu tanımak bu kadar basit işte..istediği kadar misyonlar yüklesin kendine,istediği şekil yapsın saçlarını ,gizlesin kendini bilmem ne marka arabanın siyah camlarının ardına..bu kadar basit..
ben psikolojiyle ve doğal olarak insanlarla ilgilenmeyi severim..insan ilişkilerinde sıcak, samimi,sevgi doluyumdur..her insan 10 puanla başlar bende..yani tanımadığım her insan 10 puandır benim için..sonra o insanlar davranışlarıyla yada söylemleriyle ya gittikçe yükseltirler puanlarını yada sıfırı tüketirler zamanla..

newyork.. newyork.. newyork..

Gönderen Pisun zaman: 02:24 0 yorum
newyork..büyük abartılı binalarla dolu bir ada..her köşesi size tanıdık geliyor sanki..tam burası işte; bu merdiven sizi içine çeken hollywood yapımı bir filmde yer almıştır muhtemelen..sizin yüreğinize dokunan ya da çok güldürmüş ya da belki korkutmuş bir sahneyi izlerken edindiğiniz o duygu beliriveriyor kalbinizde..
newyork tanıdık geliyor size..ama şu da kesinlikle doğru ki sandığımız kadar büyük değil newyork..hatta şaşırtıcı derecede küçük..
ben özellikle yurtdışında, her şehri ister istemez istanbul la kıyaslarım nedense..sanırım bu nedenle ,diğer şehirler hep küçük geliyor bana ..tabii bende dünyayı gezmedim henüz; belki de istanbul dan büyük bir şehir vardır..kimbilir..
newyork..en belirgin özeliği kocaman binalar..öyle ki ;bir adada olduğunuzu bile farkedemiyorsunuz..denizi görmek çok pahalı bu şehirde..denizi gören -manzaralı oteller ateş pahası..geceliği 3000 dolara varan fiyatlarla..düşünün bir adadasınız ve denizi görmek bir lüks..anlamak zor..binaların büyüklüğü ,insanın güçsüzlüğünü tokat gibi çarpıyor yüzüne..cebindeki parayı bir daha kontrol edip -ya o kadarda ezik değilim diye tekrarlıyorsun..şehir değil de para eziyor seni cent cent..
tabi beni para ezermi ..ezmez ..:)
ben newyork a ilk adımımı ünlü 42.caddeye attım..8th caddeden yukarı doğru yürüdüm..çok kalabalık bir cadde , muhtemelen herkes turist burada..yürürken sürekli yukarılara bakıyosunuz çünkü heryer ışıl,ışıl..sanki bir reklam filmi izlermiş gibi..42.cadde times square ye çıkıyor..her turist gibi bende orda buldum kendimi..times square dev reklam panolarıyla dolu..her binada en az üç ayrı reklam panosu var..bu reklam panoları reklam filmi aslında yani dev ekranlardan reklam filmleri oynuyo..times square broadway le kesişiyor..tüm tiyatrolar orda..broadway in times square ile kesişmesi ironik geldi bana..insanları aptallaştırdığı söylenen reklam spotları ile dolu iki cadde geçip sonra insanı kişilik anlamında yükselten tiyatrolarla dolu caddeyle karşılaşmak..kesin ironi bu newyork için.. reklam dünyasından sıyırabilirseniz kendinizi -çünkü times square nin göbeğinde ölece durup aptal aptal bakınarak saatler geçebilir-brodway de en azından bir oyun izlemeli insan..
hemen herşehirde olan üstü açık tur otobüsleri var newyork ta da..ben greyline turu tercih ettim..tur ve özellikle tur rehberleri çok hoşuma gitti hem iki günlük tur satın alırsanız broadway de bir kaç oyun %50 indirimli..harika..
newyork kazan ben kepçe tüm şehri tükettim ..zaten filmlerden tanıdık ya bana hiçte zorlanmadım yani..küçük bir araştırmayla her haftasonu açık olan garage-vintage delikler..dükkanlar..şehrin kokusunu alabileceğin yerler yani..o seni içine çeken kocaman binalar değil de gerçek amerikalının yürüdüğü kaldırımlar..vintage meraklısına not..5th cadde ile 25th cadde nin kesistiği sokakta her haftasonu antika garage ve iki üç vintage dükkan çılgın fiyatlarla ..yüz dolara neredeyse bir dolaplık kıyafet alabilirsin..
newyork..herşey gibi giyim alışverişinde de tam bir tüketim çılgınlığı..ucuz ..hemen herkesin elinde bir macy's torbası..broadway de 9 katlı bir macys var ayakkabı reyonundaki ayakkabıların çoğu indirimli..marka ayakkabılar 50$..gözlerime inanamadım.. kıyafetlere hiç bakmadım bile..en üst katında noel ağacı süsleri vardı orda bıraktım kendimi..gerçekten muhteşemdi..
newyork ta 5-6-7 hatta 8. caddeler ve onları kesen 38 den 20. caddeye kadar her yer modayla ilgili dükkanlarla dolu..7.caddeden 8 e inen 38 de özellikle rengarenk kumaş dükkanları boy gösteriyor..düğmeciler, kurdelacılar ,dikiş nakışla ilgili ne ararsanız burada..8.cadde ucuzcu..markalar orada orijinal mi emin olamazsınız..
herşeye rağmen newyork pahalı gelirse size woodbury common adında bir outlet var orada hemen her markayı %60 gibi bir indirimle alabilirsiniz..
newyork ta en çok bir cafede oturup etrafa bakınmanın özlemini çektim..başka bir kıtada olduğumu o an anladım..şöyle yok kenarında yada bir meydandaki cafede oturup gelen geçeni izleyebileceğiniz, oturup yorgunluk atabileceğiniz bir cafe yok..bu çok kötü..tüm gün gezindikten sonra bir sigara molası verebileceğiniz açık alan hiç yok..genelde ayakta içiliyor sigara..bazı meydanlarda yollarda masalar var bir kahve alıp o sandalyelere oturuyorsunuz..ben alışamadım ve sevmedim de..
newyorkta alışveriş yaparken şunu hiç unutmayın ;diyelim ki bir tişörtü hemde aynı tişörtü her dükkanda farklı fiyata bulabilirsiniz..
amerikada standart fiyat yok..herkes kafasına göre satabilir..o nedenle alışveriş yaparken dikkatli olmak gerek..
sigara bile farklı fiyatlarla satılıyor..

şunu söylemeden geçemeyeceğim..eğer bir gün dünya çöple dolu olacaksa bunun nedeni amerika olacak..kesinlikle bu böyle..hiç düşünmeden atıverdikleri tek kullanımlık eşyalar,plastikler..kısa aralıklarla temizlenen times square aslında çöp yığınından ibaret..
bu da çılgın tüketimin , bilinçsiz tüketicinin düştüğü koca bir delik olsa gerek..para-tüketim demektir..dersen.. dünya aslında bir çöplüktür.. de demen gerekir..

Hayat...

Gönderen Pisun zaman: 02:15 0 yorum
dişinden tırnağından arttırdıklarındır hayat,
her sabah biriktirip yeniden harcadıkların...
kırıp döktüklerindir hayat,
her gece yeniden yapıştırdıkların..
sevip,sarmalayıp unuttuklarındır hayat,
her seferinde gülümseyerek hatırladıkların..
bir anda çekip gittiğindir hayat,
unutulmayı beklediğin..
 

Ben v.s